Biz de kendimizi güneşten olabildiğince uzak tutarak, doğa yürüyüşlerimizi (!) başlattık. Bento pikniği günlerini de başlatmanın zamanı geldi bencesi.
İnsanın yeri doğa olmalı her zaman.. huzur bulduğu, yaratıcılıkla dolduğu..Ama dışarı çıktığımda üstüme üstüme gelen düşüncesiz insanlardan ve duygusuz bina topluluklarından yaşadığım şehrin güzelliğine varamıyorum. Bu yazı da olabildiğince mekanik yaşamdan uzak geçirmek istiyorum. Nerede bir ağaç altı ben orada olacağım...
Kendi ''doğa''mızda mutlu olmanın güzelliğini hiçbir şeyde bulamadım. Sonsuza kadar çimenlerin ortasında yatmak istedim. Ama şartlar yine büyük bir trafik-insan kaosuna sürükledi bizi. Parkta gördüğümüz sincabın hayatına çok özendim. Ama anlaşılan o ki bizim doğamız orası değildi.
''Seninle yaşamamıza izin verir misin? xiuquirrel hyung?'' Çok karmaşık bir cümleyle tüm duygularımı özetledim.
Şimdi ise arkamda bir kaç güzel fotoğraf daha bırakarak gidiyorum. Sevgiyle kalın. Yalnızlıktan ve doğayla bütünleşmekten çekinmeyin.
kıyısından köşesinden fangorlluk anılarımız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder