Öncelikle sabah erken kalkıp o sıcağın vermiş olduğu ağırlığı üzerimden atmak için evin yakınındaki parka yürümeye gidiyorum... Kim inanırdı ki kalkıp spora gideceğime.. yüzüne baka baka kahkaha atardım vallaha.. ama bazı kararlar aldım her zamanki gibi.. Hem zaten sabahları en nefret ettiğim şey geç kalkmak.. öğlem sıcağında.. yapış yapış ıyyy.. günün yarısı geçmiş falan kötü bir başlangıç yani.
Böylesi güzel. Tercihen soğuk kahvemi ve yanına bir kaç atıştırmalığı ekleyip evden atıyorum kendimi
İnanmıyosanız bu da kanıtı fkkfflf
400 Mlik parkuru 2 buçuk kere dönmeden yoruluyorum bayağı hammışım. Ben de kendimi dayanıklı sanırdım neyse konumuz bu değil. Konumuz Sabahları terden buharlaşmadan aktiviteleşmek..
Yine günlük dil öğrenme çabalarıma devam ediyorum ama bunun pek de serinletici bir eylem olduğu söylenemez tabii.. gözlerim korecenin çok da karışık olmayan şekillerine takıldıkça daha da çok terliyorum ben de bunu yine ev dışında gerçekleştirmeye karar verdim..
Ve ayrıca her yazımın, kışımın olmazsa olmazı mektup arkadaşlarım.. yeni Taylandlı arkadaşıma mektup hazırlama sürecindeyim.
yorgun günlüğüm...
Tek huzurlu yer vapurda rüzgarla mutlu mutlu yaşamak jkfkkf
ve okuduğun kitapları yeniden okumak.. fangirlin ingilizcesi çok garip ya vfkkf o yüzden çok ağır ilerliyorum. ve diğerleri okudukça daha önce anlamadığım ya da üzerinde çok durmadığım şeyleri yeniden gözden geçiriyorum.
Bendeki etkileşimler şimdilik bu kadar. Her ne kadar temmuz gitmek istemese de ağuştos iyice kapıya dayandı o bizi yakmadan biz onu yakalım.
Belki çok fanalaşırsam ağustos ortası falan yine bunun gibi bir yazıyla bekleyin beni. xxx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder