28 Mart 2014 Cuma

SON ZAMANLARDA NEYE TAKTIM: PLAYFUL KISS

Son bir haftadır bu dizi ile yatıp bu dizi ile kalkıyorum. Ne oldu da bu kadar etkilendim diye sorup duruyorum kendime.. Bölümümden arkadaşım ezgi bile bana bu diziyi tavsiye ederken bu boyutlara geleceğimi düşünemezdi  o kadar etkilendim ki bloga taşıyıp tanıtım yazısı yazacak kadar... bloğumun tipi tanıtım odaklı olmadığından katlanacaksınız artık bana ne yapayım.. 
Baştan sizi dizinin yan etkilerine karşı uyarıyorum aşırı mutluluk verici özelliğe sahip.. izlersiniz falan bu ne böyle niye bulutların üzerindeyim ben böyle demeyin ( kim sebepsiz mutluluk bulmuş da sorguluyor acaba ben tabiiki) soundtrack albümünü ise hiç dinlemeyin.  O daha beter bağlıyor. Tanrım nasıl güzel yaa.
 
Dizinin konusunu kısaca(!) özetlemek gerekirse; Baek Seung Jo okulun en zeki ,en burnu havada çocuğudur. O hani de yıllardır ona aşık , biraz beceriksiz bir kız. O ha ni en sonunda Seung jo'ya tüm duygularını anlatan bir mektup yazmaya karar verir. Mektubu yazıp seung jo'nun  dolabına koyar. Seung jo ise tam ondan beklenecek türden bir davranış ile mektubu imla hatalarını düzeltmiş bir halde O hani ye geri verir ve üstüne onu herkesin içinde rezil ederek '' aptal kızlardan nefret ederim'' der Ben aslında burada bitirmştim olayı biliyor musunuz? Ama O hani pes etmedi. Kader de ağlarını hep onun isteklerine göre ördü. Yeni taşındıkları evleri  küçük bir depremde tuzla buz olunca babası ile o babasının eski bir arkadaşının evine taşınmak zorunda kaldılar. O hani evlerinin yıkılmasına hiç bu kadar sevinmeyecekti belki de, evin kapısının önünde ailenin büyük oğlu Baek seung jo yu görünceye dek. VAY CANINA diyorum burada bir insanın başına ancak bu kadar büyük bir talih kuşu konabilir.. Ama aynı evde yaşamaları bile soğuk, gram kendinden ödün vermeyen Seung jo ile anlaşmalarını sağlamadı.  Tabii bir noktaya kadar.. Çok koşturdu kızcağız bu soğuk oğlanın peşinden.. Neden bu kadar güzel gülen bir insan hep somurtuk durur he Seung jo? neyse sulandırmadan konuyu burada sonlandırıyorum. Alt resme geçelim:))

 
 Ne güzel bir sevgi..  Seung jo'nun en önemli özelliği tüm o soğukluğunun arkasındaki belli etmediği sıcaklık gerçek duyguları.. Hani'nin ise başladığı bir işi asla sonlandırmadan bırakmaması.. Keşke onun gibi olabilsem gurur hiçbir şeydir arkadaş O haniyi örnek alın.. Bu dünyada Seung jo gibi insanlar çok var.. Konuşmak için deveye hendek atlattığınız, dün yaptığını unutup her gün daha da soğuklaşan.. Dizi de bize diyor ki üstüne gidin elbet yumuşayacaktır.  HİÇ KİMSE ULAŞILMAZ DEĞİLDİR. vay be sosyal mesaj bile sıkıştırdım dizi yazımın arasına neyse ben sadece dizinin verdiği mesajı yazmak istemiştim. yani başka amacım yok.
   
Bir de  bu ayıcık olayı var.. Her bölümün sonunda  o bölümdeki en önemli olay bu şekilde gösteriliyor.. O kadar tatlı olmuş ki ama..  Ben bu sahnenin gerçeğine ölmüştüm dizide seung jo'nun yavaş yavaş erimeye başladığı nadir anlardandı.. Tenis antremanı sırasında ayağı burkulan o hani yi sırtına alıp taşıyor ( spoiler de vermeye başlamışsam yavaş yavaş...)

 
Tüm o mendeburluğuna rağmen seviyorum seni Seung jo..  Duygularını saklayan insan çekiciliği milyonuncu kez söyledim..  Asilliğe bak ya insan istese de nefret edemez
Her eve böyle bir anne böyle bir kaynana gerek arkadaşlar.. Böyle yanıma alıp bütün gün taşırım ben bu kadını ya tam çantada taşınmalık değil mi ama? Canım canım... Çok güzel de kılık değiştirir böyle 20 m öteden görsen tanırsın o kadar hahaah
Dizinin ilk bölümünden.. 
Aslında daha söylenecek çok şey var da yazarsam bu yazı hiç bitmez diye korkuyorum. Bu diziyi sevdim çünkü bana daha önce diğer izlediğim dizilerde bulamadığım sıcaklığı verdi. Aşkın insanlara zarar verdiğini düşünsem de iyi şeylere de neden olabildiğini gördüm. Bir meslek sahibi olabilmek gibi.. Herkese hayatının Seung josunu bulmasını dileyerek bugünkü yazımı noktalıyorum. Gitmeden küçük bir dizi playlisti de paylaşacağım sizin ile  tarzınız olmasa bile dinleyin. Mutlu olun..
-Playful kiss OST-
Kiss me
One more time (kim hyun joong namı değer seung jo)
Love and sorrow
Saying ı love you

23 Mart 2014 Pazar

VİZE HAFTASINDAN NASIL SAĞ ÇIKILIR?

Başlarda bu bloğu finallerden kurtulmamın şerefine açmıştım. İlk yazımın konusu da  yorulmuş zihnimden dökülen isyan cümleleriydi. Şimdi yine bir stresli haftada bloğuma ''vize haftası'' yazısı yazıyorum. Bu daha az isyankar daha rahat bir yazı olacak ama  sonuçta bir vize haftası.. ne kadar rahat geçebilir ki?  Hadi gelin bunu benim yöntemlerim ile konuşalım...

Vize haftası bahanesi ile delicesine şeker, çikolata tüketiyorum. Odam tam bir cephanelik görevi görüyor. Bazen ders çalışmaktan çok çikolata yediğimi farkediyorum. Zihnimi açıyor diye kendimi  kandırıyorum. 
Resimde de görüldüğü üzere bilgisayarda dizi  açıkken yanına notlar atılarak ''ders çalışıyorum'' izlenimi verilmeye çalışılmış. Amaç aynı anda pek çok işi bir arada yapabilmek. Bir yandan kahve içerken diğer yandan araştıma ödevimi tamamlayıp dizi izleyebilirim değil mi ama?? 
 
Yine bir kendinden geçmişlik. Tam sınavlarıma denk gelen kore dizisi sevdam beni çok güzel etkiledi sağolsun. İzlememek için müziklerini dinliyorum ders çalışırken çaresizce... Bu yeni favori dizim hakkında bir yazı yazacağım zaten, yazmazsam çatlarım.
Kulaklığım olmadan asla. 
 Ders çalışmaktan yorgun düşmeden bu haftayı tamamlamak istiyorum... Ama bu imkansız gibi bir şey biliyorum. Masa başında uyuklayacağım bu kaçınılmaz bir son ne yazık ki ...  Size playful kiss'ten tatlı bir animasyon ile veda ediyorum.  Benim gibi  Vize haftası maduru olanların sağ salim kurtulması dileği ile..

16 Mart 2014 Pazar

CUMARTESİ Mİ? -2

Yine bir cumartesi  mi? yazısında beraberiz. Böyle birden fazla aynı başlıklı yazı yazmışım gibi konuştum ama bu ikincisi daha.. Hiç sınavım, işim gücüm yokmuş gibi bugün biraz gezeyim ya dedim..(Salı günü sınavı var)
Böyle her şey iyi gidiyormuş gibi konuşuyorum ama gerçekten ülkece hiç güzel bir hafta geçirmedik.Hiç bir şey için umudum kalmadı artık. Nereye doğru gidiyoruz bilmiyorum. Ülkemde çocuklar öldürülüyor, böyle bir yerde ne insanlıktan ne de umuttan bahsedilemez. Hala moralim düzelmedi ama hayat devam etmeli diyorlar.. devam ettirmeye çalışıyorum bende elimden geldiğince.. Aslında içimden öyle şeyler yazmak geliyor ki kendime engel oluyorum. Bir konuşmaya başlasam inanın kimse susturamaz beni.
Neyse sınavlarla dolu  bir hafta öncesi son cumartesimde klasik bir şeyler yaptım yine.. Hayalimdeki cumartesiyi biliyorsunuz.. Bulutlu, ılık, her zaman bir yere gidilme ihtimali ile dolu.. Çünkü evde oturulan bir cumartesinin pazardan farkı yoktur.

Saçma saçma fotoğraflar çekmeye bayılırım. Güzel bulduğum vitrinleri çekmeyi de severim ayrıca .. Sepeti ile ne kadar  tatlı göründü o bisiklet gözüme anlatamam. Campfire hayallerimin assolisti marshmallow da mükemmeldi. Uzaylıya benzeyen bando takımı gün boyu başımı şişirse de tiplerini görünce tüm düşündüklerimi geri aldım. Çok ilginçlerdi.. Kahvesine kavuşan Bensuyu da unutmayalım.. Çok şükür..
 Tek eksiğim yeni bir oysho çoraptı. Başka hiç bir  eksiğim yoktu inanın ( burada random gülememenin eksikliğini yaşıyorum)
En zevksiz kısmı güzelleştirmeye çabalamak. Şekerleri yiyip bitirince  yine ders ile baş başa kalıyorum yani ne anladım ben bu işten off off şaka bir yana dört bir yanım vizeler ile kaplandı ya.. Sunumlu olanları düşündükçe  bir iç sıkıntısı  nasıl söylesem; neyse işte fena oluyorum. Böyleydi  işte cumartesim, imkansızlıklar ülkesinde mutlu olmaya çalışmam. Gidiyorum şimdi iyi gecelerrr..

8 Mart 2014 Cumartesi

KÜÇÜK BİR MUTLULUK LİSTESİ..

Merhabaaa.. Bu yazının taslağını kafamda oluşturduğumda bahar çoktan gelmiş gibiydi.  Ama gelin görün ki hava şu an yeniden montlara yapışacak kadar soğuk. Yazmaya heveslendiğim bahar temalı yazıma da ''başka BAHARA artık'' demekten başka çare yok.. Bu yüzden ben de rotamı son 3 günde oluşturduğum mutluluk listeme çeviriyorum..
1-  Okulumda tarifsiz bir güzellik.. Her baktığımda içim açılıyor, yanından geçerken de mis gibi kokuyor.. Ona artık Yeditepe'nin yeni güzeli diyebiliriz

2014 Yeditepe bahar güzeli..
2-Yatılı arkadaş partilerine bayılıyorum. Böyle çiçeğimle, böceğimle, pijamalarımla gidiyorum işte..  (imla hataları için çok özür)

3- Bunları yapalı çok da fazla olmadı..  Kardelen'in  kendi doğumgününde yaptığı ve benimde  ''hafif'' süslemesine yardım ettiğim bu cupcakeler dünün güzelliklerindendi.. Butik pastacılıkta stajımı Kardelen ve Alara 'nın yanında yapıcam zaten

4-  Kırtasiye çılgınlığımdan bir parça. Kitap ayracım eski olsa da yeni gözdelerimin yanına çok yakıştı. Renkli kalem koleksiyonu yapacak yaşı geçtiğime inansam da o kadar pastel tonlarında kalemi  görünce dayanamadım aldım.. Stickerlardan hiç bahsetmeyeceğim çünkü geride bıraktığım çeşitlerde de aklım kaldı. Sticker denince bir duruyorum.  bu büyülü dünyayı anlatmaya kelimeler yetmez.
Bir kaç gündür böyleydim işte..  çook büyük bir farklılık yaparak(!) bu yazımı kahve resmi olmadan noktalıyorum.. İyi gecelerrr.

6 Mart 2014 Perşembe

GÜNLÜK HAYAT TEMALI YAZI..

Nolmalde yazdığım yazılar sanki hiç günlük hayatımdan izler taşımıyormuş gibi bir başlık atarak başladım bu yazıya ama blogumu oluştururken. ilhamım olan şey bu neredeyse.. Günlük hayatım ile şekillenen zevklerim, ilgi alanlarım.  İlk konumu tabiiki bitmek bilmeyen isteklerim ile açıyorum.Bir sürü kitap istiyorum yine ama kendime tepki olarak almayacağım. Çünkü kendimi sürekli aynı tip kitaplar ekseni etrafında dolaşan insanlar gibi hissetmeye başladım.(Ama gerçekte kitap okumanın ne olduğunu bile bilmeyen insanlar gibi) Yalnızca bestsellerlere bakan falan.. Burayı da sürekli bir isyan etme alanı gibi kullanmaya başladım ama... Bir diğer mesele de üniversitedeki güzel mi güzel derslerim. Elişi gibi bir dersim var böyle makaslı yapıştırıcılı.. Kendimi evde bu tarz ödevlerle uğraşırken ilkokuldaki iş eğitimi dersindeki gibi hissediyorum. Ama böyle yakındığıma da bakmayın tamamen görsele dayalı olduğu için tek eğlenceli dersim bu diyebilirim. Aklımda kalmıştı bunlar, günlüğüme saçmalamadan buraya yazayım dedim.. Yazmadan rahatlayamıyorum biliyorsunuz. Belki daha çok yazarsam, arınırsam saçma sapan kuruntularımdan;  insanlara gereksizce trip atmamayı da öğrenirim ne dersiniz? (çok anlamsızca oldu farkındayım ama içimde kalmamalıydı) 
   
Benim ki bir sorun blogu olmadığından daha fazla başınızı ağrıtmadan gidiyorum. birkaç gündür içmediğim kahvem ile dizilerimin keyfini çıkaracağım ders tekrarına başlamadan önce..  Ayrıca  en boş içerikli yazım olarak seçiyorum bu yazıyı..  Kapamadan son bir istek daha momiji istiyorum.. Her şeyi istiyorum; istemeye de devam edeceğim.. Sevgiyle kalın..